Bugünlerde Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Ömer Aşcı Kent Belleği Projesi kapsamında yürütülen çalışmaları ile bu özel karakterin hikayesini bir kez daha gün yüzüne çıkarıyor.

Eşref, Osmanlı’nın çöküş yıllarında, savaşların getirdiği acılara tanıklık etmiş; çocuk yaşta Çanakkale’de babasını yitirmiş, annesiyle birlikte hayata tutunmaya çalışmış bir hemşerimizdi. Annesinin titizlikle hazırladığı kıyafetlerle Uşak çarşısında her gün şıklığıyla dikkat çeken Eşref, aslında toplumsal belleğin en zarif delisiydi. Sadık Uşaklıgil’in deyimiyle, “çarşının uğuruydu.”

“Dört” Cevaplık Bilgelik

Uşak’ta Motorine Gece Yarısından İtibaren İndirim Geliyor!
Uşak’ta Motorine Gece Yarısından İtibaren İndirim Geliyor!
İçeriği Görüntüle

Deli Eşref’in ünü yalnızca çarşının sınırlarını aşmakla kalmamış, Uşak Tren Garı'na kadar uzanmıştı. Trenlere tutkusu, onu günde birkaç kez istasyona uğrayan bir figür haline getirmişti. Kentte ona “Gar Müdürü” denmesinin sebebi de buydu. Her soruya verdiği “dört” cevabı ise onun alametifarikasıydı. “Eşref kaç bacağın var?”, “Ezan kaçta okunuyor?”, “Tren kaçta kalkıyor?” sorularının hepsine aynı yanıt: “Dört.”

Bir gün İzmir'den gelen bir yolcu, trenin istasyonda kaç saat duracağını Eşref’e sormuş. Eşref her zamanki özgüveniyle “Dört saat duruyo” deyince, yolcu kenti gezmeye çıkmış ve tabii ki trenini kaçırmış. O gün Uşak’ta konaklayan bu yabancı için Eşref, hem bir rehber hem de unutulmaz bir anı olmuştu.

Şehirle Bütünleşmiş Sessiz Kahraman

Eşref’in hikâyesi, sadece bir meczubun gündelik yaşamı değil; aynı zamanda bir toplumun şefkat, kabullenme ve aidiyet duygusunun da yansıması. Uşak halkı onu dışlamamış, sahiplenmiş; esnaf her sabah selam vermeden kepenk açmaz olmuş. Birçok dükkan Eşref’in uğramasıyla “güne uğurla başladığını” düşünürmüş.

Kimi zaman gülümseten, kimi zaman boğaz düğümleten bu hikaye, Uşak'ın insana dair duyarlılığının ve yerel kültürünün ince işlenmiş motiflerinden biri olarak günümüze ulaşıyor. Eşref gibi meczup kahramanlar, sadece bireysel hikayeler değil; bir kentin vicdanını, yüzünü ve hatta zaman algısını da temsil ediyor.

Kent Belleği Yaşatıyor

Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından yürütülen “Kent Belleği Projesi”, işte bu gibi unutulmaya yüz tutmuş hayatların izini sürerek şehrin geçmişini, bugünün gençlerine ve gelecek kuşaklara aktarıyor. Proje sorumlularının derlemeleri, halk anlatılarına dayalı özgün arşivler oluşturuyor ve Uşak’ta sosyal tarihçiliğin canlı bir parçası haline geliyor. Deli Eşref’in yaşamı, Uşak’ın hem sokak hafızasında hem de kolektif vicdanında özel bir yer tutmaya devam ediyor. Akıl sınırlarını zorlayan ama yüreklere dokunan bu eşsiz karakter, belki de hepimize bir şeyi fısıldıyor: Gerçek akıl, bazen fazla ciddiye alınmayan bir gülümsemede saklıdır.

Muhabir: Melike Pancarcı