Uşak’lı Uzm. Dr. Pınar Can Ergün, kuyruk sokumu ağrısının (koksodini) toplumda sık görülmesine rağmen çoğu zaman ihmal edildiğini belirtti. Özellikle masa başı çalışanlarda, uzun süre oturmak zorunda kalanlarda ve doğum sonrası dönemdeki kadınlarda bu ağrının kronikleşebildiğini ifade eden Dr. Ergün, “Koksodini yalnızca oturma pozisyonuyla ilgili mekanik bir problem değildir; kas, sinir, fasya ve dolaşım sisteminin dengesizliği de önemli rol oynar” dedi.
Dr. Ergün, fonksiyonel tıp ve fizik tedavi bakış açısıyla uygulanan bütüncül tedaviler sayesinde hastaların yaşam kalitesinde belirgin iyileşme sağlandığını aktardı. Tedavi sürecinde nöralterapi, ultrason eşliğinde enjeksiyonlar, pelvik taban rehabilitasyonu, manuel terapi, osteopati, GETAT uygulamaları (proloterapi, ozon, hacamat, mezoterapi, akupunktur) gibi yöntemlerin kişiye özel olarak planlandığını ifade etti.
Ağrının yalnızca geçici olarak bastırılmasının yeterli olmadığını vurgulayan Dr. Ergün, “Amacımız ağrıyı ortadan kaldırmak kadar, bedenin yeniden dengeye gelmesini ve kişinin oturma konforunu kazanmasını sağlamaktır” diye konuştu.
Ergün, uzun süre oturmada zorlanan ya da düşme sonrası kalıcı ağrı yaşayan kişilerin, erken dönemde uzman değerlendirmesi almasının kalıcı sonuçlar için büyük önem taşıdığını söyledi.





