.

Türkiyede yaşayan insanlar uzun bir zamandan beri bedbin ve çok karamsar ve de bencil bir hayat sürdürmektedirler. Bu olumsuz ve çok karamsar tabloyu değiştirmek bizim elimizde.Bu bağlamda,evvelâ kendimizi iyi yetiştirmek zorundayız.Piyasada çok silik sözler geziyor. Bu moral bozucu, ümit kırıcı sözlere iltifat etmeden doğru bildiğimiz akıl ve bilim yolunda ilerlemek baş hedefimiz olmalıdır.Bu hedefe ulaşmak için, durmadan kitap okuyup aydınlık yarınlara ulaşabiliriz. Bu bağlamda şâirin şu sözünü dinleyelim. “Yüksel ki yerin bu yer değildir,

Dünyaya gelmek hüner değildir.” Dünyâya ilim öğrenmek için geldik.Bilim öğrenmeden, kitap okumadan, iyi disiplinli bir hayat sürmeden bu cihanda ileri gidemeyiz.Bu bağlamda önce kendimizden başlamalıyız. “Terbiyenin,eğitimin en makbul olanı, kendi kendimizi terbiye etmektir.Kendimizi maddi ve

mânevi açıdan terbiye etmek asıl olandır.Şuurlu çalışmalı,düşünerek okumalıdır. Böyle zihni egzersizler, idmanlar, münâzaralar yapmalı.Zihni inkişaf ettirmeli, hâfızayı kuvvetlendirmeliyiz.Takip edilecek gâye ise, kesif"yoğun" ve devamlı dikkat çalışmaları yapmak zorundayız. “ diyor büyük düşünür Zübeyir Gündüzalp. Bizi geri bırakan hastalıklar çoktur. Birincisi, ye’sin “ ümitsizlik “ in içimizde hayat bulup canlanması. Üstad Bediüzzaman:” Yeis, mânii her kemâldir.” Der. Müslümanlar bu bağlamda çok karamsar bir hayat sürdürmektedirler. Bu kabul edilemez.Oysa Müslüman, çalışkan ve şevk dolu olmalı.Her gelişmeye engel olan yesin rağmına olarak , kendini iyi yetiştirmeli,sürekli okumalıdır..Yalnız kendi için değil, başkalarının da imânının kurtulması yolunda çalışması lâzımdır. İkinci geri kalma sebebi: Adâvete muhabbet.Düşmanlığa muhabbet göstermek.. Dostluğu öldürmek.Oysa insanlar birbirini dostça kucaklamalı.Allah rızası için birbirlerini

sevmeli.Sevgi ve dostluğu geliştirmeliyiz. İşte o zaman ilerleriz.Cemiyette iç huzuru , iç barışı imanlı insanların çoğalması sâyesinde kazanırız.Allah şu mübarek millete barış, saâdet ve basiret versin ki; her zaman ileriye, medeniyete doğru yol alalım.Düzenli çalışalım.İleri milletler seviyesine çıkalım. Çeşit çeşit sâri hastalıklar gibi intişâr eden istibdat da bizi geri bırakan hastalıklardan biridir. Bir toplumda baskı, zulüm varsa orada ilerleme olamaz.Bu bağlamda hürriyet ve demokrasi için her insan gayret göstermelidir. Öyle haksızlıklar karşısında susmakla gerçek demokrasiye ulaşmak hayaldir.

Geri kalmışlıktan kurtulmak ancak hürriyet ve meşrutiyet ortamını oluşturmakla mümkün dür. Her durumda doğru olmak ve verimli çalışmak zorundayız. CÂHİD ÖZPINAR