Psikolojik sorunlar, ileri yaş, mide rahatsızlıkları ve disiplin eksikliği, bu sürecin önündeki en büyük engeller arasında. Obezite günümüzde yalnızca estetik bir sorun değil, ciddi sağlık problemlerine yol açabilen kronik bir hastalık olarak değerlendiriliyor. Bu noktada obezite cerrahisi, hayat kalitesini artırmak ve yaşam süresini uzatmak adına etkili bir çözüm olarak sunulsa da her birey için uygun bir yöntem değil. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Coşkun, fazla kilolarla mücadelede sıkça tercih edilen bu cerrahi yöntemin yalnızca belirli kriterleri karşılayan bireylere uygulanabileceğini vurguladı.

Kimler Obezite Cerrahisine Aday Değildir?

Coşkun’un açıklamasına göre; cerrahiye aday olabilmek için öncelikli olarak bireyin vücut kitle indeksinin (VKİ) 40 ve üzeri olması gerekiyor. Ancak VKİ’si 35’in üzerinde olan ve buna eşlik eden diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkları bulunan bireyler de değerlendirmeye alınabiliyor. Öte yandan bu kriterlerin yanında bireyin daha önce diyet, egzersiz ve ilaç tedavilerini denemiş, fakat sonuç alamamış olması da önemli bir şart olarak öne çıkıyor.

Psikolojik Hazırlık Cerrahiden Önce Geliyor

Yalnızca fiziksel değil, ruhsal açıdan da hazırlık gerektiren bu süreçte, psikiyatrik sorunlar ciddi bir engel teşkil ediyor. Yeme bozuklukları, duygusal yeme alışkanlıkları, anksiyete ve depresyon tanısı bulunan bireylerde cerrahinin başarı oranının düştüğünü belirten Dr. Coşkun, “Ameliyat sonrası dönemde bireyin yaşam tarzı tamamen değişiyor. Bu değişimi yönetemeyenlerde, kiloların geri alınması kaçınılmaz hale geliyor” dedi.

İleri Yaş ve Kronik Hastalıklar Ciddiyet Taşıyor

Cerrahi müdahalelerde yaşın da belirleyici bir etken olduğunu dile getiren Coşkun, 65 yaş üstü bireylerin daha fazla komplikasyon riski taşıdığına dikkat çekti. Kalp hastalığı, solunum yetmezliği, böbrek problemleri gibi sistemik hastalıklar da ameliyatı riskli hale getiriyor.

Ayrıca aktif mide hastalıkları da operasyon öncesinde mutlaka kontrol altına alınmalı. Mide ülseri, gastrit, reflü gibi durumlarda öncelikle medikal tedavi uygulanması gerektiği ifade ediliyor.

Hamileler ve Emziren Annelere Uyarı

Obezite cerrahisi planlı bir müdahale olduğundan, gebelik ve emzirme sürecinde uygulanması önerilmiyor. Bu dönemde yapılan cerrahi hem anne hem de bebek açısından ciddi riskler taşıyor. Operasyonun, doğumdan en az bir yıl sonra planlanması gerektiği bildiriliyor.

İrade Sorunu ve Takipsizlik Başarıyı Engelliyor

Cerrahinin yalnızca ameliyat masasında değil, sonrasında da büyük bir disiplin gerektirdiğini hatırlatan Op. Dr. Coşkun, “Düzenli takip kontrollerini aksatan, diyet ve egzersiz kurallarına uymayan bireylerde istenilen sonuç elde edilemez” ifadelerini kullandı.

Bağımlılık Geçmişi Olanlar Risk Altında

Özellikle alkol veya madde bağımlılığı öyküsü bulunan bireyler de bu operasyon için uygun değil. Cerrahi sonrası bu maddelerin etkileri daha hızlı hissedildiği için sağlık açısından ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Bu nedenle, rehabilitasyon süreci tamamlanmadan cerrahi değerlendirme yapılması önerilmiyor.

Şeker Ameliyatı Olanlar Dikkat!
Şeker Ameliyatı Olanlar Dikkat!
İçeriği Görüntüle

Cerrahi Başarı, Disiplinli Yaşamla Mümkün

Obezite cerrahisi, doğru hasta seçimi yapıldığında etkili ve kalıcı bir tedavi yöntemine dönüşebilir. Ancak cerrahiyi mucizevi bir çözüm olarak görmek yerine, yeni bir yaşam tarzının başlangıcı olarak değerlendirmek gerekiyor. Fiziksel ve ruhsal açıdan sürece hazır olmayan bireyler için bu operasyon faydadan çok zarar getirebilir.

Uzmanlar, ameliyat kararının multidisipliner bir ekip tarafından verilmesi gerektiğini vurguluyor. Cerrahiden önce kapsamlı bir sağlık taraması, psikolojik değerlendirme ve yaşam tarzı analizi yapılması, uzun vadeli başarıyı sağlayan temel unsurlar arasında yer alıyor.

Muhabir: HABER MERKEZİ