Uşaklı Ahmet Çankaya, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin, dünya tarihindeki en destansı ve haklı savaşlardan biri olduğunu ifade ederek, “Türk Bağımsızlık Savaşı öyle destansı bir savaştır ki, tarih pek az halkın bu kadar özverili ve haklı mücadelesini kaydetmiştir. Bir halk düşününüz; yüzyıllar boyunca bir cepheden diğerine savrulup savaşmış, oralarda şehit düşmüş. Buna karşın, işgale uğramış yurdunu savunmak için bir kutlu Kurtuluş Savaşı'nın zorunluluğunu kavramış ve bu amaçla varını yoğunu gönülden ortaya koymuş, tüm acılara göğüs germiş, önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün dehasında toplanmış zafere ulaşmıştır” şeklinde duygusal bir açıklama yaptı. Çankaya, Türk milletinin bu destanı yazarken gösterdiği fedakârlığı ve bağımsızlık mücadelesinin Cumhuriyet ile taçlandığını vurguladı. "Kalkınmanın lokomotifi olan Cumhuriyet'le taçlandırılan Bağımsızlık Savaşı, tüm halkın eşsiz özverisiyle başarılmıştır. Bu savaşın kazancı, sadece bir zafer değil, aynı zamanda milletin tarih boyunca kazandığı en büyük değerlerden biri olmuştur. Türk milleti bu zaferi, toprağını savunarak ve fedakârlık göstererek elde etmiştir" dedi.
Ahmet Çankaya, bu tarihi mücadelenin bir parçası olan, halkın günlük yaşamında da önemli yer tutan kağnılara da değindi. Eski köy hayatını hatırlatarak, “Eskiden her köyde hemen hemen her evde bir kağnı vardı. Ben de çocukken ve gençken kağnı ile çok yolculuk yaptım. Her ailenin kağnısı farklı bir ses çıkarır, o sesi herkes iyi tanırdı. Bir gün bir ziyarete gitmiştim, eşim ‘Erkeğim birazdan kağnı ile gelir’ demişti. Kağnı seslerinden hangisinin bizimkisi olduğunu anlamaya çalışırken, birden yanık yanık uzun hava çeker gibi bir ses duyduk, ‘Aha işte o geliyor’ dedi. Gerçekten de o kağnıydı” şeklinde eski günleri anımsadı. Kağnıların, Türk halkının günlük yaşamının simgelerinden biri olduğunu belirten Çankaya, bunların yalnızca taşıma aracı olmanın ötesinde, halkın çalışma ve dayanışma gücünün bir sembolü olduğunu söyledi. "Kağnıların sesini sadece insanlar değil, köpekler de tanırdı. Boyunduruk, mazı, şeyle, ok, mengilde, köpü, kağnı tekerleği, sabundırıh, üvendere gibi parçaların adlarını hatırlıyorum. Tereyağı ile yağlandığında, kağnıdan çıkan o sesin keyfi bambaşkaydı. Hele güçlü bir çift öküz de koştuğunda, bu sesin güzelliği tarif edilemezdi. Şimdi o anılar geride kaldı, fakat o kağnıların sesleri hala hafızamda canlıdır" diye duygusal bir şekilde anlattı. Ahmet Çankaya, geçmişin hatıralarına duyduğu özlemi dile getirirken, aynı zamanda Türk milletinin tarih boyunca kazandığı zaferlerin ve yaşadığı zorlukların halkın hafızasında ne denli derin izler bıraktığını da ortaya koydu.