Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşcı, Uşak’ın tarihî önemi ve bu dönemdeki rolü üzerine dikkat çeken önemli bir açıklama yaptı. Aşcı’nın açıklamalarına göre, 29 Temmuz 1921 tarihinde Enver Paşa ve Uşak Cephesi'nde yaşananlar, Kurtuluş Savaşı’nın seyrini etkileyen olaylar arasında yer alıyor.
29 Temmuz 1921 ve Enver Paşa’nın Durumu
Yunan Küçük Asya Ordusu, Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'nde Türk Ordusu’na karşı önemli bir galibiyet elde etmiş ve yeni bir taarruz hazırlığına başlamıştır. Yunan kurmayları, 28 Temmuz 1921 tarihinde Kütahya’da yaptıkları savaş konseyinde taarruz kararı almış ve Sakarya Meydan Muharebesi'nin hazırlıklarına başlanmıştır. Bu dönemde, eski Harbiye Nazırı Enver Paşa, Azerbaycan’a kaçtıktan sonra, Yunan zaferi durumunda Anadolu’ya yeniden girmeyi planlayarak Sovyet Dışişleri Halk Komiseri Georgi Vasilyeviç Çiçerin ile maddi yardım talep etmiştir.
Uşak Kazası ve Durum Değerlendirmeleri
Enver Paşa’nın mektubunda, Uşak Kazası’nın Türk Ordusu tarafından alındığına dair bir söylentiye yer verilmektedir. Ancak, savaş sahasındaki sıhhatli bilgilere ulaşılamadığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde Enver Paşa, halkın ve askeri istihbaratın Uşak’ın durumuna dair net bilgiye sahip olamadığını dile getirmektedir. Bu da savaşın gidişatını ve uluslararası destek beklentilerini daha da karmaşık hale getirmiştir.
Enver Paşa’nın Mektubundaki Detaylar
Enver Paşa, 29 Temmuz 1921’de, hanımı Naciye Sultan’a gönderdiği mektubunda, durumu çok daha derin bir şekilde ele almıştır. Mektubunda, Yunan ordusunun Türk ordusunu ezip geçmesi durumunda memleketine yardıma gitmek zorunda kalabileceğinden bahsetmiştir. Bu mektup, aynı zamanda Enver Paşa’nın memleketi ve ailesine duyduğu özlemi de içeriyor. Yardım almak amacıyla Sovyetler Birliği ile yaptığı görüşmeleri detaylandırarak, daha önce vaat edilen yardımların eksik olduğunu ve bu yardımların gönderilmesinin gerektiğini belirtmiştir. Ancak, Enver Paşa'nın bu süreçte Ruslardan büyük bir destek beklemesinin oldukça anlamsız olduğunu ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Bu dönemin kritik anlarından biri olan 29 Temmuz 1921, hem stratejik hem de uluslararası yardımların öneminin arttığı bir dönüm noktasıydı. Uşak’ın bu olaylardaki rolü, Türk ordusunun işgal altındaki toprakları yeniden kazanma mücadelesi bağlamında önemli bir yer tutmaktadır. Enver Paşa’nın yaşadığı belirsizlik ve Sovyetlerle olan ilişkileri, dönemin zorlayıcı koşullarını ve bağımsızlık mücadelesini yansıtmaktadır.