Diyetisyen Sevgi Erdinç, yumurtanın besleyici özelliği ve sofralarımızdaki vazgeçilmez yeriyle ilgili, özellikle köy yumurtası ile diğer yumurta çeşitleri arasındaki farkları değerlendirdi. Yumurta, besin değeri yüksek ve ekonomik bir gıda olmasının yanı sıra, son yıllarda farklı çeşitleriyle tüketicinin karşısına çıkıyor. “Organik yumurta”, “gezen tavuk yumurtası” ve “köy yumurtası” gibi seçenekler, tüketici tercihlerinde önemli rol oynuyor. Pek çok kişi, "köy yumurtası" denildiğinde, doğal ortamda yetişen tavukların sağlıklı, katkısız ve daha besleyici yumurtalarını hayal etse de Erdinç, bu algının ne kadar doğru olduğunu sorguladı.
Erdinç, yumurta sarısının koyuluğu, dış kabuğunun rengi ve büyüklüğünün, yumurtanın daha "doğal" olduğu algısını oluşturduğunu belirtti. Ancak bu özelliklerin, yumurtanın içerdiği protein, vitamin veya mineral miktarını etkileyip etkilemediğine dikkat çekti. Yumurtanın sarısının renginin, tavuğun neyle beslendiğine bağlı olarak değişebileceğini belirten Erdinç, bunun besin değeri ile doğrudan bir ilişkisi olmadığını ifade etti. Yani, sarı rengin sadece görsel bir fark olduğunu ve besin kalitesini belirlemediğini söyledi. Erdinç, kahverengi yumurtaların beyaz yumurtalardan daha sağlıklı olduğu yaygın inancını da çürüttü. Yumurtanın kabuğunun rengi, tavuğun ırkına bağlıdır ve besin değeri üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Bu nedenle, yumurtanın beyaz ya da kahverengi olması, onun kalitesini belirlemez. Önemli olan, tavuğun hangi şartlarda beslendiği ve yaşadığıdır.
Köy yumurtalarının çoğu zaman denetimsiz ve kayıtdışı üretimlerden geldiğine dikkat çeken Erdinç, bu durumun sağlık açısından risk oluşturabileceğini belirtti. Özellikle salmonella gibi gıda kaynaklı enfeksiyonların, kontrolsüz üretimlerde daha sık görülebileceğini söyledi. Oysa marketlerde satılan ambalajlı yumurtaların, Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminden geçtiği ve bu sayede yumurtaların kaynağının takip edilebilir olduğunu ifade etti. Gezen tavuk yumurtalarının, tavukların doğal ortamda böcek, ot ve tahıllarla beslendiği için bazı besin ögeleri açısından daha zengin olabileceğini belirten Erdinç, bu farkın günlük beslenme açısından çok büyük bir değişiklik yaratmayacağını söyledi. Bir kişinin sadece yumurta üzerinden omega-3 alımını artırmasının yeterli olmadığını, genel beslenme dengesinin çok daha belirleyici bir faktör olduğunu vurguladı.
Yumurtanın kalitesinin, tavuğun yaşam koşullarıyla doğrudan ilişkili olduğunun altını çizen Erdinç, doğal aydınlatma ve yeterli hareket alanı sunulan çiftliklerde üretilen yumurtaların daha sağlıklı olduğunu ifade etti. Ayrıca, hayvan refahına önem verilen çiftliklerde elde edilen yumurtaların etik açıdan da daha sağlıklı kabul edildiğini söyledi. Köy yumurtası tanımının Türkiye’de henüz standart bir denetim sistemine bağlanmadığını hatırlatan Erdinç, her "köy yumurtası" etiketiyle satılan ürünün gerçekten köy ortamında yetişmiş tavuklardan gelmediğine dikkat çekti. Tüketicilerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini belirterek, güvenilir üreticilerden alışveriş yapmanın veya ambalajlı ve izlenebilirliği olan yumurtaları tercih etmenin daha sağlıklı bir seçenek sunduğunu söyledi. Erdinç, köy yumurtasının doğru koşullarda üretildiği takdirde sağlıklı bir tercih olabileceğini, ancak sadece "köyden geldi" denmesinin, o yumurtayı otomatik olarak daha faydalı hale getirmediğini belirtti. Yumurtanın sağlıklı olup olmadığı, tavuğun nasıl beslendiği, üretim ortamının hijyen durumu ve yumurtanın nasıl saklandığı gibi faktörlere bağlıdır. Bu nedenle, ambalajlı yumurtaların daha şeffaf ve denetlenebilir olduğunu belirterek, tüketicilerin güvenli alışveriş yapmalarının önemini vurguladı.
