Hahşa Yağı Makine

Uşak’ın köklü tarihini şekillendiren mesleklerden biri olan haşhaş yağcılığı, artık neredeyse unutulmuş bir sanat. Ancak bu tarihi mesleği yaşatan isimlerden biri olan Mehmet Candan, yıllarca bu işle uğraşarak, sadece ailesine değil, Uşak’a da önemli bir miras bırakmıştır. 1954 yılında Selvioğlu köyünde doğan Mehmet Candan, haşhaş yağcılığını dedesinden, babasından devralarak yıllarca sürdürmüştür. Bugün, bu meslek sadece hatıralarda yaşamaktadır. Mehmet Candan, Uşak’ta Osmanlı döneminden beri var olan haşhaş yağcılığına dair önemli bilgiler sunuyor.

Mehmet Candan, dedesi 1938 yılında haşhaş yağı üretiminde ilk adımı atmış ve zamanla bu meslek aile geleneği haline gelmiş. “Dedem köyde tarımla uğraşırken, haşhaş yağı yapma fikrini edinmiş ve küçük bir imalathane kurarak, bu işin ilk temellerini atmış,” diyen Candan, o dönemin şartlarını ve işin nasıl yapıldığını anlatıyor. Uzun yıllar boyunca haşhaş yağı çıkaran Candan ailesi, hem çevre köylerden gelen haşhaşları işlemiş, hem de kendi yetiştirdikleri haşhaşlardan yağı çıkarıp Uşak pazarında satmışlar. Bu gelenek, Mehmet Candan’ın küçük yaşlarda bu işin içine doğmasına vesile olmuştur.

Uşakspor Başkanı Cezayı Dinlemedi, Vinci Kurdu Maçı İzledi Uşakspor Başkanı Cezayı Dinlemedi, Vinci Kurdu Maçı İzledi

Haşhaş yağcılığının nasıl yapıldığını ayrıntılı olarak anlatan Mehmet Candan, bu sürecin zorluğunu ve özenini şu şekilde aktarıyor: "Haşhaş tarladan toplanır, kabukları ayrılır, taneler temizlendikten sonra çuvallara konur. Bu taneler, üç aşamadan geçirilerek yağa dönüşür. İlk aşama ezme işlemidir. Bu işlem, özel bir makinede yapılır. Ardından, sıkma ve kavurma işlemleri ile haşhaş yağı elde edilir." Candan, bu sürecin her adımında emek ve zaman harcandığını belirterek, eski zamanların zorluklarına rağmen bu mesleği sevinçle yapmış olduklarını ifade ediyor.

Haşhaş yağı çıkarılmadan önce herhangi bir ücret alınmaz, bunun yerine haşhaşın kabuklarıyla kalan küspe hayvanlara verilirdi. Candan, haşhaş küspesinin sağlık açısından faydalı olduğunu belirtiyor: “O dönemde haşhaş küspesi, şimdiki süt yemleri gibiydi, hatta daha sağlıklıydı. Bu küspeleri yiyen hayvanlardan yüksek süt verimi alıyorduk. Hem hayvanlar sağlıklı olurdu hem de bizler kışın üşümezdik. Çünkü haşhaş yağı insanlara müthiş bir enerji verirdi.”

Haşhaş yağcılığının sadece üretimle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda pazarda yapılan satışlarıyla da önemli bir yer tuttuğunu belirten Mehmet Candan, "Haftada bir gün, çarşamba pazarı gününde, Uşak'a haşhaş yağı getirilir, pazara taşınır ve litre hesabıyla satılırdı. O dönemde vatandaşlar, haşhaş yağı almak için sıraya girerdi. Satışlar küçük miktarlarda yapılırdı ve fiyatı da oldukça uygun olurdu. Bir litre yağı, 5-6 kuruşa satardık,” diyerek o yılların ekonomisini anlatıyor.

1970'li yıllara gelindiğinde, fabrikalarda üretilen ayçiçeği yağı ve margarinin yaygınlaşmasıyla haşhaş yağcılığı mesleği sona ermiş. Mehmet Candan, bu geçişi şu şekilde ifade ediyor: “Zamanla fabrikalar devreye girdi ve vatandaşlar bu yağlara yöneldi. Bu durum, bizim mesleğimizi de sona erdirdi. 1970’lerde biz de haşhaş yağı üretimini bıraktık.” O dönemde, haşhaş yağcılığı yalnızca küçük üreticiler tarafından yapılırken, bugün fabrikalar ve büyük markalar tüm pazarı ele geçirmiştir.

Mehmet Candan, geçmişteki işini özlediğini belirterek, "O dönemin çalışma şekli farklıydı, çok daha keyifliydi. Haşhaş yağı yapmayı çok severdim ve 40 yıldır bu yağı yemediğim için o kokusunu, tadını çok özlüyorum,” diyerek duygusal bir açıklamada bulunuyor. Ancak, bu mesleği yaşatmanın hâlâ mümkün olduğunu söylüyor: “Bugün haşhaş yağcılığını tekrar başlatmak çok zor değil. Yeni nesil, bu işi sürdürebilir. Çünkü haşhaş yağı, insan sağlığına çok faydalıdır. Sağlıklı nesiller yetiştirmek için haşhaş yağcılığının devam etmesi lazım.”

Muhabir: Gülcan Aydoğdulu