Uşaklı Eğitimci ve Yazar Zuhal Başpınar, Akçay’da gün batımında güzel duygularını paylaştı. Başpınar paylaşımında şöyle konuştu:
“Bu yaşıma geldim sadece kendim için bir kahve yapıp uzaklara dalmış değilim... Hep bir telaş, hep bir bahane derken en az iki kişilikti benim için kahve… Her sabah güne kahve içerek başlayan kızlarıma kızıyor muydum yoksa kıskanıyor muydum? Hayır, özeniyormuşum aslında bu kaliteli bireyselliğe... Son iki yıldır çok gecikmeli olarak anlıyorum ne güzelmiş yalnızlığına dost özel bir kahve içimi...
Hepimizde aynı gecikmişlik hissi yok mu?
Tutunacak sıkı bir neden bulup, hiç sonunda ölüm yokmuş gibi koşturmak...
Rüzgâra rağmen direnen hiç sönmeyecek sanılan umutlar
Bir ömrü temize çekmek için sığınılan omuzlar..
Ve insanı en savunmasız yerinden vuran şarkılar... Onlara eşlik eden gözyaşları…
Tüm yaşamını sürekli bir mahkemede hesap veriyor gibi açıklama yaparak geçiren, mis gibi yaşayan ve ardından gecikmiş öyküsüne ağlayan kadınlar. Oysa iç sesini duymadan geçmeyecek sancısı...
Şimdilerde "Kendin olmak“ gibi bir deyim hızla gündeme oturdu ve tanıdığım en kaliteli insanların tek bir ortak özelliği var. Kendi işine bakmak, kendi hayal ve projelerine odaklanmak... Çünkü sizi asla pişman etmeyecek tek şey kendiniz olmak...
Kimsenin aynı kalma nedeni tutarlı olması falan değil, sıradan beklentileri ve risksiz yaşama isteği. Kimsenin sizi "sen eskiden böyle değildin "diye kendi sığ ,donuk aynılaşmış yaşamına çekmesine izin vermeyin...Bilgiye ve değişime açık her insan değişir hem de ne güzel değişir.. Bir şiirin ağlattığı, bir demet çiçeğin razı ettiği insanların kendine özgü renkleri vardır. Siyah beyaz komplekslerin ve dar kafaların asla yenemediği... Kırgınlığımız aşamadıklarımızda gizli değil mi zaten? Yaşama farklı pencerelerden bakarken önümüzdeki kapıyı görmez olduk... İnsan kendiyle barışıp elinden tutmadan yaşamla da barışamaz. Sonuna kadar açalım o kapıları... Bizden başka yok ve hiçbir şey için geç değil... Direksiyonu sizde olan pırıl pırıl bir güne uyanın sevgilerimle.../ZUHAL