Uşaklı Ahmet Çankaya, bir kış günü arkadaşlarıyla birlikte başladığı yolculuğun, Kars’taki görevine nasıl başladığını ve Koyunlu Köyü'ndeki öğretmenlik dönemi boyunca yaşadığı deneyimleri anlattı. Çankaya, karlarla kaplı bir kış günü Ankara’ya otobüsle gitmiş ve ardından trenle Kars’a hareket etmişti. O dönemdeki siyasi gerginlik nedeniyle, demir yolunun daha güvenli olacağını düşünmüştü. Erzurum’a yaklaşırken kompartıman kapılarını içerden bağlayıp perdeleri çekmiş, kısa süre sonra grup halinde geçen kişiler tarafından kapılar yumruklanıp siyasi sloganlar atılmış. Bu durum, Çankaya ve arkadaşlarında korkuya yol açmıştı. Kars’a vardıklarında ise yoğun soğuk ve zorlu hava koşulları onları bekliyordu.
Kars’ta, en lüks otele yerleştikten sonra okul müdürünü ziyaret ederek görev yerlerini öğrendiler. Müdür, Çankaya’ya, "Öyle bir yere göndereceğim ki önce bana kızacaksın, sonra teşekkür edeceksin" diyerek görev yerinin ne kadar zorlayıcı olacağına dair ipuçları vermişti. Çankaya ve arkadaşları, Göle’ye dolmuşla, ardından ise taksiyle Koyunlu Köyü’ne gitmeye başladılar. Yolculuk esnasında aracın arızalanması nedeniyle karla kaplı dağlara doğru yürümeye karar verdiler. Şoför, köylerine doğru yönlendirme yaparken, "Yolda ağaç sopa bulursanız, kurt köpeklerine karşı kendinizi savunabilirsiniz" diyerek dikkatli olmalarını hatırlatmıştı. 1,5 saat süren yürüyüşün ardından ilk köyü gördüklerinde, köylüler onları moral kırıcı şekilde karşılamışlardı. Ancak, geri dönmeyi düşünmeyen Çankaya ve arkadaşları, Koyunlu Köyü’ne vardı. Burada, okulun tek betonarme yapısının Ortaokul olarak kullanıldığını gördüler. İlginç bir şekilde, okul müdürü, eski ve pejmürde giysiler içinde odun kesen bir adamdı. Okul müdürünün akrabası olan bir köylü, onlara yemek ikram etti ve görev kâğıtlarını imzalattı.
Çankaya, Kars’tan eşyalarını ve sobasını kızağa yükleyerek Koyunlu Köyü’ne gitti. Burada, dört öğretmen arkadaşıyla birlikte bir oda kiralayarak yaşamaya başladılar. Yemek yapmak ve sobayı yakmak gibi zorlayıcı görevler Çankaya'ya aitti. Okulun içindeki sıraları tamir edip, açılışa hazır hale getirdiler. Zamanla köydeki öğrenciler, çevre köylerden de gelerek eğitime katılmaya başladılar. Eğitimdeki başarıları, köy halkının büyük ilgisini kazandı. Köylüler, çocuklarını okutmak için bilinçli ve istekli bir şekilde eğitimlerine katkı sağlıyorlardı.
Milli bayramlarda, özellikle 19 Mayıs ve 23 Nisan gibi etkinliklerde, köylüler ve öğrencilerle birlikte büyük bir coşku yaşandı. Köydeki eğitim, Çankaya ve arkadaşlarının özverili çalışmaları sayesinde büyük bir ivme kazandı. Öğrenciler, okulun içindeki tüm işleri hallediyor, Çankaya ve diğer öğretmenlere her zaman saygı ve hürmet gösteriyorlardı.
Bir yıl sonunda, öğretmenlerin kaldığı lojmanın koşulları iyileştirildi, ancak Çankaya, köydeki zorluklara rağmen hep olumlu bir tavır sergileyerek, Koyunlu Köyü'ndeki görevini severek sürdürdü. Kars Milli Eğitim Müdürü’ne teşekkür etmeye gittiğinde, müdür ona "Dediğim gibi oldu mu?" diye güldü. Bu dönemde, doğanın sert koşullarına rağmen, Çankaya hayatının en anlamlı ve unutulmaz anılarını yaşadığını ifade etti.
Göle Lisesi’nde okuyan öğrencileriyle vedalaşırken duygusal anlar yaşandı. Çankaya, tüm tanıdıklarına teşekkürlerini ileterek, "Bana katkıları, destekleri için hepsine minnettarım. Vefat edenlere Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun," diyerek, veda etti. Son olarak, öğretmenliğin dünyanın en değerli ve kutsal mesleği olduğuna inandığını belirten Ahmet Çankaya, "Ülkemi ve insanlarını seviyorum," diyerek anılarını noktaladı.