Türkiye’nin dört bir yanında çıkan orman yangınları yürek yakıyor. Ağaçlar, canlılar, hatta bazen insanlar bir kıvılcımın kurbanı oluyor.
Bu felaketlerin ardından valilikler, kaymakamlıklar ve Orman Genel Müdürlüğü haklı olarak "ormanlara giriş yasak" kararı alıyor. Ama bir soru ortada duruyor ve kimse cevaplamıyor!..
Peki ya havai fişekler?
Evet, ormana vatandaş giremiyor ama aynı ormanın birkaç kilometre ötesinde düğün, konser, kutlama adı altında gökyüzüne fırlatılan havai fişekler hala serbest! Kim veriyor bu izni? Kim denetliyor? Kim sorumluluğu alıyor?
Yangın tehlikesi nedeniyle mangal yasak. Piknik yasak. Kamp yasak. Doğru da, barutla çalışan, yüksek ısıyla patlayan ve onlarca metre uzağa kıvılcım saçan havai fişek nasıl hala "yasal"?
İhmalkarlık mı, çifte standart mı?
Geçtiğimiz yıllarda pek çok yangının çıkış nedeni “insan hatası” olarak açıklandı. Peki bu insan hataları içinde kontrolsüz havai fişek gösterileri neden yer almıyor? Yer alıyorsa neden hala yapılıyor? Havai fişeklerin yarattığı tehlike sadece orman yangınlarıyla da sınırlı değil. Kuşlar, evcil hayvanlar, bebekler, yaşlılar… Kimi korkudan kriz geçiriyor, kimi zarar görüyor. Doğa için, insan sağlığı için, güvenlik için havai fişek artık “eğlencelik” olmaktan çıkmalı.
Tedbir alınmalı, yasak genişletilmeli
Yetkililere çağrım şudur:
Sadece ormana girişi değil, yangın riski olan tüm bölgelerde havai fişek kullanımını da yasaklayın.
Düğün salonlarına, belediyelere, organizasyon firmalarına denetim getirin.
Eğlence bahanesiyle doğaya kıyılmasına izin vermeyin.
Yasak sadece vatandaşın ayağına vurulmuş bir pranga olmamalı. Yasaksa herkese yasak olmalı. Tedbir alınacaksa herkes için alınmalı. Aksi halde ormana giriş çıkış değil, çıkabilecek son kıvılcımı konuşuyor oluruz.
Unutmayalım:
Bir tek kıvılcım, binlerce hektarı kül edebilir.
Bir tek ihmal, milyonlarca canlıyı yok edebilir. Saygılarımla…