Ailelerin çocuklarıyla iletişiminde özellikle ergenlik dönemi kritik bir eşik olarak öne çıkıyor. Psikolojik Danışman ve Klinik Psikolog Sena Öz, son dönem seans gözlemlerine dayanarak, ebeveynlerin "çocuğumla iletişim kuramıyorum" cümlesiyle sıkça başvurduğunu belirtiyor. Özellikle 11-17 yaş aralığında, ebeveynlerin çocuklarının değişen tutumları karşısında şaşkınlık ve kaygı yaşadığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sena Öz, bu dönemin hem aileler hem de çocuklar için karşılıklı bir kimlik yeniden inşa süreci olduğunu vurguluyor. “Odasından çıkmıyor, sürekli ters davranıyor, arkadaş çevresi değişti, duygularını hiç anlatmıyor” gibi ifadelerin ebeveynler tarafından sıkça dile getirildiğine dikkat çeken Öz, bu durumun çocuğun sağlıklı gelişim sürecine işaret ettiğini söylüyor.
Bağımsızlık Arayışı Sağlıklı Bir Gelişimin Parçası
Öz, çocukların 11-12 yaş itibarıyla "ön ergenlik" dediğimiz sürece girdiğini belirterek, bu dönemde ebeveynlerinden yavaş yavaş uzaklaşıp, kendi düşünce ve alanlarını oluşturmaya başladıklarını ifade ediyor.
“Çocuğunuz artık kendi düşüncesini, hayatla ilgili görüşünü şekillendirmeye çalışıyor. Sizi deniyor, fikirlerinizi test ediyor. Burada önemli olan, çocuğun farklı bir birey olarak kabul gördüğünü hissetmesi. Yargılamadan, eleştirmeden, sadece merakla dinlemek bile çok kıymetli bir adımdır” diyen Öz, ailelere empati çağrısında bulunuyor.
14-17 Yaş Arası: Aileden Uzaklaşıp Arkadaşlara Yakınlaşma Dönemi
Ergenlik sürecinin daha da derinleştiği 14-17 yaş aralığında, çocukların sosyal çevreyle daha yoğun bağ kurduğunu söyleyen Sena Öz, bu dönemde çocukların aileden değil, yaşıtlarından onay alma ihtiyacının arttığını ifade ediyor:
“Aileler bu süreçte dışlandıklarını düşünebilir ama ergen için bu, kimlik arayışının sağlıklı bir parçasıdır. Kıyafet tercihlerinden konuşma tarzına kadar birçok alanda değişim gözlemlenebilir.”
Kaygı Yerine Merakla Yaklaşın
Ailelerin bu dönüşümü bir “kayıp” gibi hissetmesinin doğal olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sena Öz, duygularla yüzleşmenin önemine vurgu yapıyor:
“Eğer bu yeni süreç size kaygı veriyorsa, bu duygunun nereden kaynaklandığını anlamak ve gerekiyorsa bir uzmana danışmak çok önemli. Ama eğer içinizde merak duygusu baskınsa, bu süreci birlikte keşfetmek için bir fırsata çevirebilirsiniz.”
Hem Aile Hem Ergen İçin Yeni Bir Yolculuk
Uzman görüşlere göre, ergenlik yalnızca çocuklar için değil, ebeveynler için de bir dönüşüm dönemidir. Artık çocukluk dönemi sona ermiş; ne tam çocuk ne de tam yetişkin bir birey ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu “arada kalmışlık”, hem psikolojik hem de sosyal olarak yön bulma ihtiyacını beraberinde getirir. Bu nedenle ailelerin, çocuklarının deneme-yanılma süreçlerine eşlik ederken sabırlı, anlayışlı ve sınırlarını bilen bir rehber olmaları büyük önem taşıyor.
“Disiplin ve özgürlük dengesini sağlamak, çocuğun bireyselleşme sürecine eşlik etmek ve gerektiğinde profesyonel destekten çekinmemek, bu dönemi sağlıklı atlatmak için vazgeçilmezdir” diyen Sena Öz, ebeveynlerin duygusal dayanıklılıklarını güçlendirmeleri gerektiğini de sözlerine ekliyor.